Safra sıvısı, bağırsaklardan yağın sindirilmesi için gerekli bir maddedir. Karaciğerden salınarak, oniki parmak bağırsağına akar. Safra kesesi, karaciğer tarafından sürekli üretilen safranın depolandığı bir yerdir. Burada safranın sıvı kısmı geri emilir, yoğunlaştırılır. Sindirime yardımcı olacak hale gelir. Sonra mideye yağlı bir yiyecek girdiği zaman, safra kesesi kasılarak, içeriğini oniki parmak bağırsağına boşaltır ve yağla karışan safra, yağın sindirilmesini sağlar.
Safra kesesinde iltihap ve taş varlığında, genelde bu sindirim işlevi de bozulur. Hasta, yağlı, kakaolu (kahve, çikolata vb. ki o da bir yağ çeşididir) ya da yumurtalı bir şeyler yediğinde yakınmaları ortaya çıkar. Ancak bazı hastalar, safra keselerinde taş olmasına rağmen yakınmaları olmayabilir. Burada taş hastalığına rağmen devam eden kasılma işlevi ya da safra kesesi çalışmadığında adapte olan karaciğerin telafi mekanizmaları devrededir.
O halde soru şu: Hangi hastalara ne tür tedavi ? Ne zaman ameliyat?
Herhangi bir yakınma oluşturmayan safra taşlarında tedavi - ameliyat gerekmez.
Eğer safra taşı herhangi bir sorun oluşturursa, o soruna yönelik yaklaşım uygulanır. Yani oluşan ağrı, enfeksiyon ya da safra yolu tıkanması durumunda, hasta temelli tedaviler yapılır.
Yakınmaya neden olmayan Safra Taşı:
Hastaların çoğunda tedaviye gerek yoktur. Ancak safra taşları çok büyük olan hastalarda safra kesesi kanseri de sık görüldüğünden, genç ve büyük taşlı hastalarda ameliyat önerilir. Yine Diyabetik hastalarda , yakınma olmasa bile ameliyat gerekir.
Safra kesesi ağrısı :
Ağrı, damardan yapılan ağrı kesicilerle kesildikten sonra, safra kanalında taş olmadığından emin olunur olunmaz, ilk fırsatta ameliyatla tedavi edilir.
Akut İltihaplanma:
Bu tabloda da ağrı ve enfeksiyonla damardan yapılan ilaçlarla mücadele edilir. Alınan kan kültürleri sonuçlarına uygun antibiyotiklerle tedaviye devam edilir. Ardından ortalık sakinleştikten sonra, erken dönemde (ilk 3 gün içinde) ya da 1,5 ila 2 ay sonra ameliyat edilir. Bilinmelidir ki akut iltihaplı safra kesesinin asıl tedavisi safra kesesinin cerrahi olarak çıkarılmasıdır.
Çeşitli çalışmalarda, erken ve geç dönemde yapılan ameliyatlar arasında tek farkın ameliyat ve yatış süresi olduğu ortaya çıksa da hastanın durumu, cerrahın tecrübesi ve merkezin uygunluğu bu kararda daha önemlidir. Hep hatırda tutulması gerek şey, bekleme döneminde hastaların yaklaşık üçte birinde yeniden atak geçirdikleridir.
Akut iltihaplanma ve ana kanalda taş varlığı:
Nadir de olsa bu durumla karşılaşıldığında, iki seçenek vardır. Ana safra kanalı çok iltihaplı değilse, ameliyat sırasında buraya da müdahale edilir. Aksi durumda bir dren konulup, ameliyattan sonra endoskopik olarak taş çıkarılır.
Akut Kolanjit:
Bu ağır bir tablodur. Geniş spektrumlu antibiyotik tedavisi yanında, safra kanallarının endoskopik drenajı da gereklidir. Herhangi bir nedenle acil şartlarda ERCP (Endoscopic Retrograde Cholangio-Pancreatography) yapılamadığında ya da hasta stabil değilse, ultrasonografi eşliğinde ciltten karaciğer içi safra kanallarına yerleştirilen bir kateterle (Percutaneous Transhepatic Cholangiography) safra yolları drene edilebilir. Bu tablo ortadan kalktıktan sonra ve hastanın genel durumu iyileştiğinde ameliyatla safra kesesi çıkarılır.
Kolanjitsiz ana kanalda taş varlığı:
Tesadüfen saptanan bu durumda, hastanın durumu ve merkezin olanaklarına göre üç yöntemin biri tercih edilebilir:
- Laparoskopik cerrahi sırasında safra yollarındaki taşın çıkarılması.
- Laparoskopik cerrahiden bir süre sonra endoskopik sfinkterotomi ile taşların çıkarılması
- Önce endoskopik sfinkterotomiyle taşların çıkarılması, sonra Laparoskopik cerrahi
Comments