top of page

SAFRA KESESİ POLİPLERİ: Ne yapalım?


Safra kesesi karaciğere yapışık olarak karnın sağ üst tarafında yer alan bir organdır. Yağların sindirilmesine olanak sağlayan safra sıvısını depolar ve yemek içeriğinde yer alan yağların sindirilerek kana geçmesini sağlar. Hastalıklarında sindirimle ilgili yakınmalar oluşur.


Ultrasonografinin günümüzde artık her yerde kolayca bulunabilmesi ve safra kesesi hastalıklarının tanısında değerli bir yöntem olmasıyla, önceden pek bilinmeyen, yeni keşfedilmiş bir tabloyla karşılaşmaya başladık: SAFRA KESESİ POLİPLERİ


Polip, herhangi bir içi boş organın iç kısmında oluşan, iç zarı oluşturan tabakadan kaynaklanan et beni tarzında kabarık yapılara verilen addır. En sık kalın bağırsakta rastlanır. Bunun yanında mide, ince bağırsak, safra kesesi, burun içi, ağız içi, rahim içi gibi yapılarda da gelişir. Gelişim süreci birden bire olmaz, çok küçük bir yapı halinde başlar ve belirginleşir. Daha sonra giderek büyür ve bazen belli bir çapta yıllarca kalır. Çoğu polip, saptandığı anda iyi huyludur (benign polip).


Oluşum nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Ancak büyüdüklerinde, iltihabi bir nedenle oluşmamışlarsa, kanserleşme olasılıkları artar. Safra kesesi polipleri de benzer şekilde çapı ile doğru orantılı olarak kanser gelişme potansiyeline sahip poliplerdir. Safra kesesinin iç zarının anormal çoğalması (adenomatöz polip) sonrası oluşur. Bazen poliplerle kolesterol çökeltileri ya da minik kristaller halindeki taşlar poliple karışır.  


Safra kesesi polipleri çoğunlukla herhangi bir yakınmaya yol açmazlar. Başka bir nedenle yapılan ultrasonografi sırasında tesadüfen bulunur. Safra kesesi polipleri saptandıktan sonra, çapına ve sayısına göre yaklaşım yapılır. Bir polibin çapı ne kadar küçükse o kadar kanser olma olasılığı düşüktür. Safra kesesi polibi için de aynı durum geçerlidir. Genellikle 10 mm’ den sonra kanserleşme potansiyeli başlar, daha küçük çaplarda kanser görülme olasılığı son derece azdır.  Toplamda da büyüme görülmesi üzerine yapılan ameliyatlarda poliplerin ancak % 6’ sında kanser saptanır. Kabaca tüm poliplerin % 95’ i iyi huyludur.


Yapılan çalışmalarda 10 mm’ den büyük poliplerin çıkarılması gereği ortaya konulmuştur. İlk saptandığında çapı büyük olan poliplerin kötü huylu olma olasılığının, küçük çaplı olanlara göre daha yüksek olduğu gösterilmiştir. Çapı 5 mm’ den küçük olanlarda bu olasılık son derece düşük olsa da bunların da takip edilmeleri önerilmektedir.


Peki, bir şekilde safra kesesi polibi saptandığında ne yapılmalı?


Safra kesesindeki polip yapısı çoğunlukla benign olmasına karşın, nadir de olsa safra kesesi kanserleri gelişebilir. Bu durumun tedavisi zor ve yüz güldürücü olmayan sonuçlar getirdiğinden, biraz daha dikkat ve yakın takip gerektirir. Bu nedenle poliple karşılaşıldığında, çoğunlukla hastanın zararına olmayacak bir yaklaşım uygulanır.


Polibin çapı bu aşamada çok önemlidir.

-          Eğer çapı 10 mm ve üzerinde olanlara doğrudan ameliyat önerilir. Ameliyat şekli yine polibin çapına göre kararlaştırılır. 10 ila 15 mm arasında ise laparoskopik yöntemle 15 mm’ nin üzerindeyse açık yöntemle ameliyat edilir. Ameliyat sırasında patolojik inceleme yapılarak, polip içinde malign dokuyla karşılaşılırsa o durumda ameliyatı genişletmek gerekir.

-          Çapı 10 mm’ nin altında olan polipler, altışar ay arayla düzenli olarak izlenmelidir. İzlem sırasında çapı büyüyerek 8-9 mm’ ye ulaşan polipler yine ameliyat edilmeli, 10 mm’ nin üzerine çıkmasına izin verilmemelidir.


Daha önce de söylediğim şekilde, poliplerin tanısı en iyi ultrasonografi ile konulur. Takibi de aynı yöntemle yapılır. Burada esas olan, takiptir. İhmal edildiğinde, ara dönemde gerçek bir polip büyüyebilir ve sorun haline gelebilir. Ultrasonografi zahmetsiz bir tetkik yöntemidir. 8 saatlik bir gece açlığı ile yapılır ve herhangi bir yan etkisi, zahmeti, ağrısı-acısı olmayan bir incelemedir. Karşılığında iç rahatlığı ve endişelerden kurtulma sağlar.


Gerçek poliple yalancı polipler birbirine görünüm olarak çok benzer. Kolesterol polipleri ve küçük taşlar da arkasında ses dalgalarını geçirdiğinden ultrasonografide polip gibi görüntü verir. Bu durumda polipler genelde büyüyecek ve daha sonraki izlem görüntülerinde daha net olarak adenomatöz polipler olmadığı, gerçekte taş ya da kolesterol birikimi oldukları ortaya konacaktır. Kan yağlarında sorun olması durumunda ya da hastanın sindirim yakınmaları araştırıldığında başka bir sorun gözlenmezse de bu sorunun gerçek polip olmadığından şüphelenilir. Ancak bu durumlarda da zaten safra kesesinin çıkarılması endikasyonu vardır.


Safra kesesi polipleri son yıllarda yaygınlaşan bir tablo olduğundan, yaklaşımında hala uzlaşılamamış konular vardır. Ancak en önemli konu, düzenli aralıklarla ki bu aralık en uygun olarak 6 ay gibi görülmektedir, doktor kontrolüne gitmek ve ultrasonografi le izlemdir. Bu çok basit uygulama ile hastalığın yönetimi çok kolaylaşacaktır.


Takipte kullanılan ultrasonografi cihazının kalitesi ve çözünürlülüğü çok önemlidir. Cihazın performansı ne kadar iyiyse o kadar doğru karar alınır. Ayrıca izlem yapılan merkezin de aynı olması iyi sonuç verecektir. Birden fazla yerde takip edilmek, Klinisyen ile radyoloğun anlaşmasında zorluğa ve kafa karışıklığına yol açabilir.

 

 

Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Beğendiyseniz, sağ alttaki kalp işaretine dokunun lütfen, içinin dolduğunu göreceksiniz.


Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2 Post
bottom of page