Metabolik sendrom bileşenleri hiperglisemi / tip 2 diabetes mellitus, hiperlipidemi, HDL düşüklüğü, santral obezite ve hipertansiyondur. Tanısı için metabolik sendrom kriterlerinden üçünün bulunması yeterlidir. Metabolik sendrom koroner arter hastalığı, kontrolsüz Tip 2 diyabet ve buna bağlı komplikasyonlar için ana risk faktörüdür.
Morbid obezite, dünyada sıklığı giderek artan bir halk sağlığı sorunudur. Dünya Sağlık Örgütünün 2005’teki tahminine göre, dünyada yaklaşık 1,6 milyar kişi aşırı kilolu ve 400 milyon kişi obezdir. Obezite sıklığı tüm dünyada değişkenlik gösterir. Hindistan’ da nüfusun %1’ inden azı obezken, Pasifik adalarında %80 civarındadır. ABD’ de obezitenin sıklığı yaklaşık % 34’ tür, aşırı kilolularla bu oran %68’ lere ulaşmaktadır.
Obezite, birçok hastalığın oluşumuna hazırlayıcıdır. Diyabet, Hipertansiyon, kalp hastalığı, inme, yanında bazı sindirim sistemi hastalıkları (özofajit, Barrett, özofagus kanseri gibi), kolorektal polip ve kanserler ile karaciğer hastalıklarını (nonalkolik yağlı karaciğer hastalığı, siroz ve ardından karaciğer kanseri) tetikler.
Morbid obez hastalarda diyet, egzersiz ve ilaçtan oluşan tıbbi tedavinin başarı oranı 1 yılda % 10’ dur. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki; hastaların büyük çoğunluğu bu koruyucu yöntemle verdikleri kiloları, bir yılın sonunda geri almaktadırlar. Laparoskopinin gelişmesiyle ameliyatla obezite tedavisi son yıllarda giderek artan bir önem kazanmaktadır. Laparoskopik cerrahiyle obez hastaların 10 yıllık sürede ortalama %70’inin aşırı kilolarından kurtuldukları saptanmıştır.
Bu dönemde en çok yapılan obezite ameliyatı halk arasında “tüp mide” olarak adlandırılan, laparoskopik olarak midenin bir kısmının uzunlamasına çıkarıldığı "Sleeve Gastrektomi" ameliyatıdır. Bu yöntemde amaçlanan, mide hacminin küçülmesiyle erken doymanın sağlanmasıdır. Ana hedef olarak yiyecek alımını kısıtlar, bunun yanında Tip 2 Diyabetin gerilemesinde de yararlı olduğu gösterilmiştir. Uygun hastalarda yapılmaktadır.
Ancak hem mideyi küçülten hem de ince barsağın başlangıç kısmını bypass eden yöntemler (Roux-en-Y Gastrik bypass, Jejunoileal bypass, Minigastrik bypass, Duodenal Switch
), gıda alımı yanında emilimi de azaltan klasik etkin yöntemler arasında ilk sıraları almaktadır.
Comments